Yerel seçime şunu şurasında ne kaldı? Ama öylesine bir ruh hali içine girmiş ki memleket sokaklarda neredeyse bir umursamazlık hakim. Kimsenin kimin kazanacağıyla pek ilgilenmediği bir seçim süreci ni tecrübe ediyoruz… Açıkçası toplumda bir yorgunluk var. Son 20 senede ortalama 1.5 yılda bir seçim yapıldığı için bu yorgunluğun bir kısmı seçim yorgunluğu. Ama ikinci bir sebep var bana kalırsa ve bu hem iktidar hem de muhalefet açısından önemli bir sorun; vatandaşlar “s iyaset” yorgunu. Siyaset erbabı bu durumu ciddiye almak zorunda. Çünkü siyasetin sorun çözme gücüne dair bir inanç kaybının toplumsal maliyeti çok ağır olur ve bundan en büyük sıkıntıyı da siyasetçi çeker. Bugün büyük oranda yaşadığımız şey de bu.
Kira yerine uçak
Canada’da bir üniversite öğrencisi Vancouver kantindeki okuluna gitmek için uçak kullanıyormuş. Haftada iki kez Calgary’den Vancouver’e giden öğrenci bu seyahat için aylık 1200 dolar bilet parası ödüyormuş. Kentte kendisine uygun bir evin ortalama kirasının 2500 dolar olduğunu söyleyen genç sanat öğrencisi 657 km’lik yolu 1 saatte uçtuğunu ve gayet mantıklı bir iş yaptığını söylüyor. Ve kimse de kalkıp bu durumun saçmalığına dikkat çekmiyor. Son 20 yılda ABD ve Kanada’da kiraların artış hızı ücretlerin artış hızını kat be kat aştı. Sıradan insanların sağlıklı ve güvenli bir konuta ulaşma şansı neredeyse sıfırlandı. Yine aynı iki ülkede şimdiki kuşağın hem gelir hem de eğitim seviyesi önceki kuşağın altında ve bu da tarihte ilk kez olan bir şey. Ve biliyor musunuz ülkemiz de tam olarak aynı durumda. Elbette tedbirler ar ama yetersiz. Kiralara yüzde 25 zam sınırı kararı mesela, maalesef açık kalp ameliyatına yara bandı ile girmek gibi bir şey. Etkisi yok değil ama çok sınırlı. Barınma en temel insan haklarından bir olmalı oysa.
Turan taburu
Ukrayna silahlı kuvvetlerinde görev yapan Kazak bir Neo Nazi ülkesinde bir TV kanalına verdiği röportajda milliyetçi Türk iş adamlarını dolandırdıklarını iddia etti. İddiayı paylaşan X (twitter) hesaplarında aynen şu ifadeler var: “Ukrayna’da etkili bir kişi, Rusya ile savaşması için ‘Turan’ taburunu oluşturmak için zengin Türk sponsorlar buldu. Daha sonra tüfekli ve gösterişli bir bakışla Kadirov’u tehdit eden bir medya palyaçosu buldular. Sonuç olarak, projeyi başlatan ile “konuşan kafa” arasında paylaştırılan büyük miktarda “Türk” parası toplandı. Sponsorlara rapor vermek için taburun planları hakkında tehditkar bir bakışlarla konuşan figüranları filme aldılar. Çok para topladılar, ideolojik yatırım yapan Türkleri soyan çok büyük bir meblağdan bahsediyoruz, Böyle bir tabur hiçbir zaman kurulmadı, adam şu anda Amerika’da yaşıyor. Dün kuaförlük yapan sıradan biriydi’’. Kim acaba bu zenginler? İnsan merak etmeden duramıyor.
Birden değişen hesaplar
Geçen hafta en çok dikkatimi çeken olaylardan biri yerel seçimlerle alakalıydı ama heyecanlanmayın yukarıdaki fikrim değişmedi. Aksine anlatacağım olay siyaset yorgunluğunun sebeplerinden biri. Uzun zamandır sosyal medyada İBB’yi destekleyen ve kulağımıza gelenler doğruysa İBB’den düzenli olarak yüklü para desteği alan bir hesap bir anda İBB karşıtı bir hesap haline döndü. Kimi iddialara göre hesap “Kılıçdaroğlu’cu”, kimilerine göre ise “Kurum’cu” olmuştu. Ama bu ve sair iddiaların sahipleri mezkur hesabın daha düzenli ve daha yüklü bir ödeme aldığında hemfikirdi. Siyasi iletişim denilen meselede ders olarak okutulması gereken bir olay bu aslında. Peki ders alırlar mı, sanmam?