ABD’de iki Müslüman arkadaşıyla ırkçı saldırıya uğraması sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum olan Hisham Awartani’nin Amerikalı annesi Elizabeth Price ve Filistinli babası Ali Awartani, oğullarının yaşadığı olaya değil Gazze’deki gelişmelere dikkat çekmeye çalıştığını söyledi.
Price-Awartani çifti, oğullarının uğradığı ırkçı saldırı, Gazze ve Batı Şeria’daki durumla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Anne Price, Harvard Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde eğitim görürken araştırma yapmak için Batı Şeria’daki Birzeit Üniversitesine gittiğini ve eşiyle 1991’de tanıştıklarını anlattı.
“Filistin’e aşık oldum.” diyen Price, Awartani ile evliliklerine ailelerinin karşı çıktığını, ikna etmenin yaklaşık 7 yıl sürdüğünü dile getirdi.
Price, oğulları Hisham 2 yaşındayken 2004’te Ramallah’a döndüklerini, Hisham’ın tüm eğitimini “Quaker” adlı okulda tamamladığını ve daha sonra Providence’taki ABD’nin önde gelen üniversitelerinden Brown Üniversitesine kabul aldığını söyledi.
Hisham’ın özellikle matematiğe büyük ilgi duyduğunu, matematik felsefesiyle arkeoloji alanında çift dal yaptığını belirten Price, 3. sınıfta olduğunu anlattı.
İsrail’in kısıtlamaları nedeniyle oğullarına ulaşmaları 4 gün sürdü
Kasım ayında anneannesini ziyaret etmek için Burlington’a giden ve iki arkadaşıyla sokakta yürürken vurulan Hisham’ın haberini Ramallah’ta gece yarısı kardeşinden aldığını anlatan Price, “Şoka girdim. İlk etapta şokun etkisiyle sakin kaldım ve diğer vurulan iki çocuk için çok büyük suçluluk duydum. Bu çocuklar benim annemi ziyaret ediyordu.” dedi.
Price “Hisham’ın ilk 24 saati çok kritikti. Önemli tıbbi kararlar alınması gerekiyordu ancak biz çok uzaktaydık. Haberi cumartesi gecesi aldık, Amerika’ya ancak çarşamba günü gelebildik.” diye konuştu.
İsrail’in kısıtlamaları nedeniyle ABD’ye varışlarının geciktiğini, eşinin Amerikan vatandaşı olmasına rağmen 7 Ekim’in ardından Filistin asıllı ABD vatandaşlarına da kısıtlamalar getirildiğine dikkati çeken Price, önce Ürdün’e gitmek zorunda kaldıklarını söyledi.
“Oğlum kendisine değil Gazze’ye odaklanılmasını istedi”
Uğradığı saldırı sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum olan oğullarının hastanedeki tedavisinin ardından okuluna döndüğünü ve derslerine devam ettiğini belirten Price, Hisham’ın her gün 2 saat fizik tedavi gördüğünü anlattı.
Price, “Hisham, eski dünyasında yeni perspektifiyle kendisini tekrar konumlandırmaya çalışıyor. Geçen gün ilk kez derse gitti, kaldırımlar nedeniyle bu, 15 dakika sürdü ama üniversite çok yardımcı oldu. Tüm derslerini giriş katına aldı. Çok kolay bir süreç değil ama Hisham pratiğe odaklanan bir çocuk. Oturup haline yakınıp üzülmek yerine hayatına devam etmeye çalışıyor.” şeklinde konuştu.
Oğluyla her zaman gurur duyduğunun altını çizen Price, “Hisham, konuyla ilgili sadece Filistin’deki genel duruma dikkat çekmek için konuştu. Kendisinin gerekli kaynaklara sahip olduğunu söyledi. Oğlum kendisine değil Gazze’ye odaklanılmasını istedi.” ifadelerini kullandı.
Price, “Hisham, bir noktada vurulacağını ancak bunun Amerika’da değil Filistin’de olacağını düşündüğünü söylüyor. Daha önce Batı Şeria’da protestoya katıldığında dizinden vurulmuştu. İsrail ordusu, genellikle felç etmek ya da sakat bırakmak için dizleri hedef alır.” dedi.
“Gazze ve Batı Şeria’da etnik temizlik yapmaya çalışıyorlar”
Price, Gazze’deki saldırılara ilişkin, “Her günümü orada olan bitenin gölgesinde ve hiç bitmeyen bir suçluluk duygusuyla geçiriyorum. Her su içtiğimde, her sıcak yatağıma girdiğimde bir suçluluk duygusu, bunun ne kadar adil olmadığı duygusu kaplıyor içimi.” dedi.
İsrail hükümeti ve ordusunun temel amacıyla ilgili de Price, “Gazze ve Batı Şeria’da etnik temizlik yapmaya çalışıyorlar.” görüşünü paylaştı.
Uluslararası toplumun daha fazla baskı uygulaması gerektiğine dikkati çeken Price, İsrail’in ihlallerinin özellikle ABD ve İngiltere gibi ülkelerin desteğiyle cezasız kaldığını dile getirdi.
Price, Filistin halkının evlerine ve şehirlerine geri dönme hakkından vazgeçilmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Gazze, Filistin’in mükemmel bir parçası ve olmaya devam edecek.” mesajını verdi.
“Öldürmeleri için yeşil ışık yakıldı, dünya sadece seyrediyor”
Baba Awartani de Ramallah’ta olayları televizyon ya da gazetelerden takip etmediklerine dikkati çekerek, “Kişisel olarak tanıdığımız arkadaşlarımız yaşadıklarını anlatıyor. Anlattıklarını dinlediğimde söyleyecek söz bulamıyorum. Gazze’den bir saat uzaktayım, başımın üstünde bir çatı var, yiyecek yemeğim var. Bu kadar yakın olmamıza rağmen onlar, komple izole edilmiş durumda.” diye konuştu.
Arkadaşlarıyla görüşmelerinde dinledikleri hikayelerin soykırım gerçekleştirildiğini gösterdiğini dile getiren Awartani, şöyle devam etti:
“İnsanları zorla evlerinden çıkarıyorlar. Arkadaşımın yaşlı bir annesi ve engelli bir eşi var. ‘Evden ayrılın!’ demişler. Önce evden ayrılmamak için direnmişler, sonra evden çıkarken keskin nişancı ikisini de vurmuş. Kadınları vuruyorlar. Filistinlileri korkutmak için ve ‘Bakın, Yahudilere zarar verirseniz sonunuz böyle olur.’ mesajı vermek için bunu yapıyorlar. Öldürmeleri için yeşil ışık yakıldı, dünya sadece seyrediyor. O yüzden çok daha fazla insanı öldürecekler.”
Awartini, artık herkesin çok yorulduğunu belirterek, “Barış için dua ediyoruz. Kimse acıyı sevmez. İki tarafın da kanının akmasını istemiyoruz.” şeklinde konuştu.
“İsrail, her bir Filistinlinin acı çektiğinden emin olmak istiyor”
Batı Şeria’da da Gazze’yle karşılaştırılmayacak düzeyde olsa da gerginliğin arttığına işaret eden Awartani, “Bu, toplu cezalandırmanın bir parçası. Nerede olursa olsun her bir Filistinlinin acı çektiğinden emin olmak istiyorlar. (7 Ekim’in ardından) Batı Şeria’da ilk yaptıkları tüm bölgelerin birbiriyle bağlantısını koparmak oldu. Yeni kurallar getirildi, bu nedenle bir yerden başka bir yere gitmeye çalışmak çok tehlikeli hale geldi.” ifadelerini kullandı.
Awartani, bazı alanları “askeri bölge” olarak kapattıklarını, Filistinlilerin tek çivi dahi çakamadıklarını ama yerleşimcilerin evler yaptıklarını anlattı.
Yerleşimcilerin doğrudan silahlarıyla sivilleri öldürdüklerine işaret eden Awartini, “Yerleşimci şiddeti gerçek. Hiçbir sınır tanımıyorlar.” dedi.
Awartani, bölgedeki taksi şoförlerinin bile yerleşimciler nedeniyle yollarını değiştirdiğini sözlerine ekledi.