MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuşuyor.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Çevremizde yanan ateşi söndüremezsek çatımızın tutuşmasını engelleyemeyiz. Filistin’in huzuru Türkiye’nin huzurudur. Suriye’nin istikrarı Türkiye’nin istikrarıdır. Filistin 16. yüzyıldan itibaren egemenlik şemsiyemiz altına girmiştir. Dün sancağımız olan Gazze’nin bugün felaketine sırt çevirmemiz, milli ve manevi tarihimize saygısızlık olacaktır. Gazze’yi İstanbul’dan ayrı düşünmek akan tarih nehrine karşı kürek çekmektir. Gazze meselesi, güvenlik, inanç kültür ve tarih boyutları ile Türkiye’nin meselesidir. Bizim için bu konuda tarafsız kalmak diye bir şey olamaz. Türk milleti zalim İsrail’in şeytani oyunlarına, şer ve şiddet yağdıran operasyonlarına sonuna kadar tepkili ve öfkelidir. İnsani ateşkesin olması için kaç masum çocuğun ölmesi gereklidir? İnsana dair ne varsa bombalanıyorken, Almanya Başbakanı’nın çıkıp ‘İsrail nefsi müdafaa yapıyor” demesi hukuki midir?”
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “50+1” açıklamasına yönelik şu ifadelerde bulundu:
“Cumhuriyetin yeni yüzyılında, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin temin sürecinin başında en büyük kozumuz 16 Nisan Halk Oylaması ile yönetim sistemimizde yapılan zamanlar üstü reformdur. Bu reformun mimar başı Türk milletidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 3. evreye geçişini sağlamış ve demokratik nitelikli sistemsel başarısını sonuçlandırmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin üzerine gölge düşürmek, tek adam rejimi iddiaları ile çamur atmak bizatihi milletimize saldırıdır. Devlet ve millet arasında uyum varsa, bunun ana kaynağı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Devlet hayatında çatlak sesler dinmiş, karar alma süreçleri seriye bağlanmış, bürokratik oligarşinin suyu kesilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelip geçici bir heves değildir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi işi bitince buruşturulup köşeye atılacak tek kullanımlık konjonktürel reçete hiç değildir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye Cumhuriyeti’nin istikbal haysiyetidir. Elbette Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin aksayan yönleri varsa düzeltilmelidir. Bu da son derece doğal bir sistemdir. Güçlendirilmiş parlamenter sistem hedefiyle millet ittifakı hedefine ulaşamamış. Var olan kurum ve sistemin tekrar ihyası zaten makul değildir. Eğer parlamenter her şeye rağmen ihya edilse, dejenere olması, devlet yönetimini krize sokması mukadder bir siyaset ve hayat gerçeği haline gelirdi. Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin omurgası yüzde 50+1 ile ilgili açıklamalarda bulunmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın tespit ve değerlendirmeleri tutarlı ve anlamlıdır. 50+1 hususunda bizim geçmişten bugüne söylediğimiz sözler bellidir ve esasen hiç değişme göstermemiştir. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı çizgide aynı görüşteyiz. 7 Haziran’da yapmış olduğum konuşmada şöyle demiştim ’16 Nisan halk oylaması milat olmuştur. Kutuplaşma ihtimali en aza çekilmiştir. Siyasi partiler ahlaki ittifaktan başka seçeneği kalmamıştır’ Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1’dir. Halk tarafından seçildiği ve hükümet TBMM’den güvenoyu almadığı için yönetimde istikrar ilkesi kendiliğinden gerçekleşmiştir. Yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal olacak şeklidir. Milletvekili, belediye başkanı, muhtar seçmiyoruz. Cumhurun bütününü temsil edecek cumhurbaşkanı seçiyoruz. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı görüşteyiz. Cumhur İttifakı olarak konuşarak, ortak yolun, makul çözümün anlayış ve uzlaşmayla yapılacağı inancına da sahibiz. Cumhurbaşkanımızın açıklamasını çarpıtıp Cumhur İttifakı etrafında dolaşanları da adam yerine bile koymayız. Bazı zeka özürlülerin, ‘Erdoğan, Bahçeli’yi sırtından atacak mı?’ diye yazı kaleme almaları, AK Parti ve MHP arasında sorundan bahsetmeleri alçak bir teşebbüstür. Allah’a çok çükür siyasi hayatımız boyunca, burayı dikkatle dinleyin, kendi aranızda tartışırken de cevap verin, hiç kimsenin sırtına binmedik. Hiç kimseyi de sırtımıza bindirmedik.”
Ayrıntılar geliyor…